Hakkımızda

Uzmanlık Alanı

Blog Galeri Randevu Al
Ana Sayfa

|

Uzmanlık Alanı

|

Hemoroid

Hemoroid

Her sağlıklı insanda makat bölgesinde, dişli çizginin (linea dentata) hemen üzerinde yastıkçıklar bulunur ve bunlar içinde damarlar, bağ dokusu ve düz kası barındırırlar. Ancak, sürekli kabızlık veya ishal, aşırı ıkınma, yanlış tuvalet alışkanlıkları veya hamilelik nedeniyle bu yastıkçıklar hemoroid şekline dönüşür. Önceleri ise, hemoroid makat (anüs ve rektum) bölgesindeki toplar damarlarının genişlemesi veya varisi olarak tanımlanmaktaydı. Hemoroid veya basur, 50 yaş civarındaki her iki kişiden birinde belirlenir.

 

Hemoroid (Basur) tipleri nelerdir?

Yer aldıkları bölgeye göre hemoroid veya basur iç ve dış olarak ikiye ayrılır.

Dış Hemoroid (Basur):

Makat bölgesinin en hassas ve ağrıya duyarlı olan bölgesinde yerleşirler. Buradaki damar pıhtılaşırsa aşırı ağrılı bir şişlik oluşturlar. (tromboze hemoroid).

İç Hemoroid (Basur):

En sık rastlanan belirtisi ağrısız olarak makattan dışarıya sarkan şişliktir. Çoğunlukla hastalar tarafından dışkılama sonrasında temizlik işlemi sırasında tesadüfen fark edilirler. Bu hemoroid veya basurun dışarıya tam olarak sarkması veya fıtıklaşması ve içeri itilememesi durumunda şiddetli ağrıya neden olabilir.

 

Hemoroid veya basur neden olur?

Günümüzde yaygın olarak kabul gören görüşe göre hemoroidler makat etrafındaki koruma gerçekleştiren yastıkçıkların bütünlüğün bozulması nedeni ile oluşur. Basur veya hemoroid sorunu olan kişilerde sağlıklı kişilere oranla toplar damarlar (venler) genişler, damarlarda pıhtılar oluşur (tromboz), kas ve bağ dokularında sarkmalar meydana gelir. Bazı hastalarda, bu değişikliklere ek olarak, makat kanalı içinde yer alan bağırsak yüzeyinde (alt rektum mukozası) ülserler, pıhtılaşma (tromboz) ve beslenme bozukluğu (iskemi) oluş.

 

Hemoroid veya basur oluşumunu kolaylaştıran faktörler nelerdir?

•          Uzun süre oturmayı gerektiren meslekler: sekreterlik, mimarlık, mühendislik, bankacılık, vb.

•          Bazı sporlar: vücut geliştirme, bisiklete binme, motosiklete binme, ata binme

•          İleri yaş

•          Kronik ishal

•          Kronik kabızlık

•          Gebelik

•          Kalıtım

•          Aşırı ıkınma

•          Fazla laksatif (dışkı yumuşatıcı) veya lavman kullanımı

•          Tuvalette uzun süre oturma alışkanlığı, tuvalette kitap okuma

 

Hemoroid (basur) tanısı nasıl konulur?

Hemoroid veya basur kesin tanısı ise klinik muayenenin yanı sıra anoskopi rektoskopi sigmoidoskopi ya da kolonoskopi ile konulur. Rahatsızlıktan kısa süren, acısız yöntemlerle kurtulmak mümkün. Ancak erken dönemde tedaviye başlamak rahatsızlığın ilaçla tedavisini sağlıyor. Bu tetkik sayesinde hemoroid (basur) ile karışabilen diğer hastalıklar dışlanmış olur.

 

Hemoroid (basur) belirtileri nelerdir?

●        Ikınma sırasında makattan kan gelmesi

●        Ikınma sırasında makattan dışarıya sarkma olması

●        Makat bölgesinde kaşıntı

●        Makatta ağrı

●        Makat bölgesinde ele gelen ağrılı şişlik

 

Hemoroid (basur) hastalığı seyri nasıldır?

Hastalığın başlangıç döneminde sadece makatta kanama yakınması varken, daha sonraki dönemlerde kanamaya dışkılama sırasında makatta oluşan şişlikler eşlik eder. Hemoroid (basur) ilerledikçe bu şişlikler artık içeriye girmez hale gelir. Özellikle ilerlemiş olduğu dönemlerde hemoroid (basur) memelerinin dışarı çıkmış olması nedeniyle makat devamlı ıslak hale gelir.Makat ıslaklığı nedeniyle kaşıntı da diğer yakınmalara eklenir. Bir de hemoroidin (basur) akut dönem özellikleri vardır. İç hemoroidler (basur memeleri) dışarıya çıkar, içeriye giremez ve şişer. İçleri kanla dolar. Bu dönemde makatta büyük, şişkin bir kitle oluşur ve bu safha çok ağrılıdır.

 

Hemoroid (basur) hastalığı evreleri nelerdir?

 

I. Evre hemoroid: kanamaya yol açan ve makat dışına çıkmayan iç basur

II. Evre hemoroid: makat dışına çıkan, ancak kendiliğinden içeri giren iç basur

III. Evre hemoroid: makat dışına çıkan ve kişinin elle içeri itebildiği basur

IV: Evre hemoroid: makat dışına çıkan ve kişinin elle içeri itemediği basur

 

Hemoroid (basur) hastalığı tedavisi nasıldır?

Hastaların giderek bilinçlendiğini ve daha erken hekime başvurduğunu gözlemlemekteyiz. Gözlemlerimize göre, hastalığın seyrinde genellikle erkekler muayeneden utanma nedeni ile konunun uzmanı olan cerraha daha geç başvurmaktalar. Hemoroid hastalığı (basur, mayasıl, babasıl) ameliyatsız veya ameliyatla tedavi edilmektedir. Tedavi yöntemleri; basit yöntemler, ağrısız yöntemler ve ameliyat şeklinde üç ana başlık altında toplanabilir. Ameliyat dışı yöntemleri: oturma banyoları (10-15 dakika süre ile sıcak su içine oturma), bazı pomadların sürülmesi veya ağızdan hemoroid (basur) hapı alınmasıdır. Doktor muayenehanesinde yapılabilecek bazı tedavi şekilleri de mevcuttur.

 

HEMOROİD AMELİYATI

Hemoroid (basur) hastalığı ameliyat yöntemleri nelerdir?

Hemoroid veya basur hastalığı ilerlemişse cerrahi yöntem gündeme gelir. Bunlar:

  1. Klasik ameliyat teknikleri: Milligan & Morgan (1937 yılında tanımlanmış açık tekniktir), Ferguson (kapalı teknik) ve Whitehead ameliyatları: prensipte hemoroid memelerinin; makas, bıçak, monopolar elektrokoter, bipolar koter (BICAP), ‘’Ligasure’’ veya ‘’Ultracision -harmonic scalpel’’ türünde 7 mm çapa kadar damarları devre dışı bırakabilen, damar kapatma cihazları veya lazer ile kesilerek çıkartılmasını hedeflerler. Bu tekniğe ‘’hemoroidektomi’’ adı verilir. İşlem sırasında makatın genişletilmesi veya ‘anal dilatasyon’ işlemi özellikle üçüncü derecede hemoroidlerde belirgin bir rahatlama sağlar. Hemoroid memelerinin makat kanalının içerisinden alınırsa buna ‘’kapalı hemoroidektomi’’ adı verilir ve bu teknikte makat derisinde hiçbir yara veya iz olmaz. Makat kanalı dışında ve makat derisinden hemoroid memelerinin alınması işlemi ise ‘’açık hemoroidektomi’’ olarak adlandırılır.

 

  1. Longo yöntemi: Hemoroid (basur) tedavisindeki ameliyat yöntemlerinden biri de Longo tekniğidir. Longo tarafından geliştirilen yöntemde ise makat dışında bir yara oluşmaz, ameliyat makat derisine (anoderm) oranla tamamen sinir ağından daha fakir bir bölge olan makatın içinde gerçekleştirilir, bu da ameliyat sonrasındaki ağrı duyusunu azaltır. Ayrıca, makat sarkması durumları ile birlikte ileri derecedeki hemoroidlerde (üçüncü ve dördüncü derecedeki hemoroidler), Longo tekniği en başarılı sonuçları verdiği bildirilen tekniktir.

 

3.     Lazer yöntemi: CO2, Argon, NdYag, Diod lazerler bu amaçla kullanılabilir. Tüm lazerlerin ana amacının damarların tutkal ile yapıştırılarak kapatılması gibi adlandırılabilir. Bu yöntemin değişik çalışmalarda, ağrı ve nüks oranları yönünden klasik yönteme oranla üstünlüğü mevcuttur. Son yıllarda 1,470 nm dalga boyunda ve 13 watt gücünde ince bir lazer çubuğu ile dairesel olarak (radyal fiber ile) hemoroidleri yakarak ortadan kaldırılır ve bu yönteme ”lazer hemoroid ablasyonu” veya ”lazer hemoroidoplasti” adı verilir. Bu yöntemin avantajları;

–Ameliyat dikişsiz yapıldığından ameliyat sonrası dönemde kanama, ağrı yakınması diğer yöntemlere oranla oldukça azdır.

-Ameliyat sonrası dönemde iş gücü kaybı olmaz. Hastalar işlerine birkaç gün içinde ağır fiziksel aktivite olmaksızın geri dönebilir.

-Ameliyat sonrası dönemde bakım pansuman gerektirmez. Kabız kalınmaması yeterlidir.

 

Hemoroid (basur) nüks eder mi?

Hemoroid (basur) tedavi edilse bile ameliyatsız yöntemlerde % 10-50, ameliyatlı yöntemlerde % 1.5-15 oranında tekrarlayabilir. Nedenler arasında uygulanan cerrahi teknik, devam eden kabızlık ve beslenme alışkanlıklarındaki hatalar vb. nedenler sayılabilir. Jayaraman ve ark. geniş meta-analizlerinde, Longo tekniği sonrasında hemoroid hastalığının bir yıl içinde % 5.7 ve geç dönemde % 8.5 oranında nüks ettiği ve klasik hemoroid ameliyatı sonrasında bir yıl içinde % 1 ve geç dönemde % 1.5 oranında nüks ettiği bildirilmiştir. Bu anlamda özellikle tekrarlayan veya komplike olmuş hemoroid durumunda, hastayı bir proktoloğun ele alması belirgin avantajlar sağlar.

 

Hemoroid (basur) hastası nasıl beslenmeli?

Hemoroid (basur, mayasıl, babasıl) hastalığında, hem hastalıktan korunmak ve hem de hastalığın alevlenme dönemlerinde rahat etmeleri açısından uygun bir diyetle beslenmeleri çok önemlidir. Hemoroid hastalarının yoğun şekilde dışkı yumuşatıcı (laksatif) ilaçlar kullandıkları gözlemlenmektedir. Dışkılama eyleminin rahat olabilmesi için, dışkı yumuşatıcı ilaçlar kullanmak yerine; günde 2 Lt civarında su tüketmek, bol lifli ve doğal bir beslenme şekli tercih edilmelidir. 20-50 yaş grubundaki kişilerin diyetlerindeki günlük lif miktarı, erkeklerde ortalama 40 gram ve kadınlarda 25 gram olmalıdır. Bazı besin düzensizliklerine neden olmamak için, diyetteki lif miktarının günde 50 gramı aşması önerilmez. Tahıl, bakliyat, soya fasülyesi, arpa, pirinç ve buğday, sebze ve meyvelerin dengeli şekilde alınması bağırsak hareketlerini arttırır ve kabızlık ile mücadelede çok yararlıdır. Hemoroid için meyvelerden A, B, C, E vitaminlerinin, çinkonun ve bioflavonoidlerin düzenli şekilde alınması yararlı olur. 

 

Detaylı bilgi ve randevu almak için, formu doldurun.

Gönder

Detaylı bilgi ve randevu almak için, formu doldurun.

Gönder

Hastalarımız

Değişim Mümkün!

© 2023 Op. Dr. Mehmet Deniz - İzmir'in İlk Metabolik Cerrahi Merkezi

Designed By

whatsapp