Uzmanlık Alanı
Obezite Cerrahisi
Metabolik Cerrahi ( Diyabet Cerrahisi)
Proktoloji Cerrahisi
İletişim
Uzmanlık Alanı
Obezite Cerrahisi
Metabolik Cerrahi ( Diyabet Cerrahisi)
Proktoloji Cerrahisi
Safra Kesesi Taşı ve Tedavisi
Safra kesesi karaciğerin üretmiş olduğu safrayı depolayan ve gıda alımı sonra salgılayan küçük bir organımızdır. Safra kesesinin onikiparmak bağırsağına boşalttığı safra, yağların sindirimi için kullanılmaktadır.
Safra kesesinde taş neden oluşmaktadır?
Safranın içerisinde yer alan maddeler, birbirleriyle bir denge oluşturacak şekilde belli
oranlarda bulunmaktadırlar. Bu oranlarda oluşan değişiklikler ile taş oluşmaktadır. Ayrıca
genetik etkiler, bu bölgenin enfeksiyonları, safra akımını zorlaştıran sebepler, yüksek
kolesterol düzeyleri vb. taş gelişimine neden olabilmektedir. Ülkemizde en sık kolesterol taşı görülmektedir.
Safra kesesi taş tipleri nelerdir?
Kolesterol taşları genelde yeşil, ama bazen beyaz veya sarı da olabilirler. Başlıca kolesterolden oluşurlar. Taşların yeşil-kahverengi olması kolesterol taşı olduklarının işaretidir. Pigment taşları safrada bulunan bilirubin ve kalsiyum tuzlarından oluşan küçük koyu renk taşlardır. Safra taşlarının %20’sini oluştururlar. Pigment taşı için risk faktörleri siroz, safra yolu iltihabı ve Orak hücre anemisi gibi kalıtsal kan hücresi bozukluklarıdır. Karışık kökenli taşlarda da olabilir.
Safra kesesinde taş nasıl saptanır?
En uygun tanı metodu karın ultrasonudur. Kolay uygulanabilmesi ve hiçbir yan etkisinin olmaması yöntemin en önemli avantajlarıdır. Karın ultrasonu ile %98 oranında bir başarıyla safra kesesi taşlarının tespit edilir. Aç durumdayken yapılan bu tetkikle safra kesesinde gelişen taşların sayısı, boyutu gibi pek çok özellik hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Safra çamuru varlığında ve fonksiyon bozukluğunda ultrason yeterli bilgi vermeyebilir.
Safra kesesinde taş varlığında ne gibi şikayetlere neden olur?
Safra kesesinde taş olan hastaların büyük çoğunluğunda hiçbir şikayet yoktur. Yapılan bir karın ultrasonografisi sırasında taşlar saptanmaktadır. Bunlara sessiz taş da denmektedir. Safra kesesi taşları uzun yıllar hiçbir soruna neden olmadan sessizce kalabildikleri gibi, bazen aniden çok şiddetli şikayetlerle ortaya çıkabilirler. Safra kesesinde taş olan hastaların karın ağrılarına bulantı ve kusma gibi şikayetler eşlik edebilir. Ağrı, sıklıkla karın üst bölümünde ve sağ tarafta meydana gelirken, bazen orta hatta da olabilmekte ve sırt bölgesinde iki kürekkemiğinin arasına da yansıyabilmektedir. Ağrı genellikle başladıktan sonra 15 dakika ile 4 saat arasında değişen bir süreçte sonlanır. Eğer kesintisiz olarak devam edip, 6 saatlik bir süreye ulaştıysa, o zaman taşın sebep olduğu bir iltihaplanma süreci ya başlamıştır ya da başlamak üzeredir. Safra kesesindeki taşlar daha ciddi sorunlara da yol açabilirler. Taşların safra kesesinden ana safra kanalına düşmesine bağlı olarak, tıkanma sarılığı veya pankreas iltihabı denen daha ciddi tablolar ortaya çıkabilmektedir.
Safra kesesi ameliyatı nasıl yapılır?
Safra kesesi taşı tedavisinde altın standart yöntem laparoskopik kolesistektomi; yani kapalı yöntem ile safra kesesinin alınmasıdır. Bu ameliyat iki adet 1 cm ve bir adet 0.5 cm lik kesilerden trokar denilen aletler ile karın boşluğuna girilerek yapılır. Ameliyat ortalama yarım saat içinde tamamlanır.
Günümüzde safra kesesi ameliyatı için robotik cerrahi bir diğer seçenektir. Laparoskopik cerrahide olduğu gibi trokarlar yardımı ile robotun çalışma kolları karın boşluğuna girilerek ameliyat uygulanır.
Ameliyatta safra kesesi mi taşlar mı alınır?
Safra kesesinde bir kez taş oluştuğu zaman bu aynı zamanda safra kesesinin işlevinde bir sorunun olduğunu da bize göstermektedir. Sadece taşlar alınırsa bir süre sonra yeni taş oluşumu kaçınılmazdır. Bu yüzden safra kesesi ameliyatında sadece taşlar değil, safra kesesi tümüyle alınmaktadır.
Ana safra kanalına düşen taşlar için ameliyat gerekir mi?
Bir endoskopik girişim olan ve kısaca ERCP diye bilinen girişimle ana safra kanalına girilerek, bu alandaki taşlar temizlenmektedir. Daha sonraki aşamada ise kapalı bir ameliyatla safra kesesi alınmaktadır. Böylelikle ameliyatın boyutunda önemli bir küçülme sağlanmaktadır. Ancak hastaya ERCP yapılamıyor yada ERCP ile taşlar temizlenemedi ise ana safra kanalı taşları ameliyat ile temizlenmektedir.
Laparoskopik( Kapalı) ve Robotik ameliyatın avantajları nelerdir ?
Açık yöntemdeki büyük kesinin yarattığı ağrı ile kıyaslandığında laparoskopik cerrahi çok daha konforlu bir ameliyat sonrası dönem yaşatmaktadır. Hastalar bir günlük takip sonrası taburcu edilmekte ve iki üç gün içinde günlük hayatlarına dönmektedir. Ayrıca kesi yeri fıtığı gelişimi laparoskopik cerrahide açık cerrahiye nazaran çok daha azdır.
Safra kesesi alındığında sindirim problemi yaşanır mı?
Safra karaciğerde üretilip safra kesesinde depolanmaktadır. Bu nedenle ameliyat sonrası safra üretimi ve oniki parmak bağırsağına salgılanmasında bir problem yaşanmayacaktır. Aksine hastanın ameliyat öncesi hazımsızlık ağrı gibi yakınmaları ortadan kalkacaktır.
Ameliyat sonrası beslenmede nelere dikkat edilmelidir?
Ameliyat sonrası gaz çıkışı olana kadar birkaç gün sulu ağırlıklı yağ ve karbonhidrattan fakir beslenme tercih edilmelidir. Sonraki bir hafta lifli gıdadan zengin yoğun kalorili olmayan katı gıdaya geçilebilir. Hastalar ameliyat sonrası onuncu günden itibaren istediği herşeyi yiyebilir. Ekibimiz ve diyetisyenimiz ameliyat sonrası diyet ve diğer tüm konular hakkında hastalarımızı ayrıntılı bilgilendirir.
Kolelitiazis, genel nüfusta %5 oranında görülürken, obez popülasyonda %45 oranlarına kadar artmaktadır. Karaciğer tarafından kolesterol salgılanmasının artması ve artan kolesterol konsantrasyonuna bağlı olarak safra kesesinin kasılma fonksiyonunun azalması ve safra içindeki müsin konsantrasyonunun artmasına bağlı safra taşı oluşumunda önemli rol oynamaktadır.
Asemptomatik safra kesesi taşları ameliyattan 6-12 ay sonra semptomatik hale gelebilmektedir. Obezite cerrahisi sonrası safra kesesinde taş olan hastaların %30-52’sinde semptomlar gözükmekte ve %2-3 oranında hastada ciddi komplikasyon görüldüğü bilinmektedir. Obezite cerrahi sonrası safra taşı hastalığı ve kolesistit riskinin genel popülasyona göre 5,5 kat daha fazla olduğunu biliyoruz.
Bu bilgiler ışığında, obezite cerrahi sırasında safra taşı tespit edilen hastalarda olası safra taşlarına bağlı riskleri minimuma indirmek ve ikinci bir ameliyattan kaçınmak açısından eş zamanlı kolesistektomi (safra kesesinin alınması) önerilmektedir.
Eğer hastada eş zamanlı kolesistektomiyi riske atacak özellikler var ise; örneğin 60 üzeri BMI, porselen safra kesesi, anatomik zorluk gibi durumlar ameliyat öncesi ve ameliyat sırasında tespit edilir ise, kolesistektomi 6 ay sonraya planlanır.
Safra kesesinde taşı olan yada olmayan tüm obezite cerrahisi geçirmiş ve eşzamanlı kolesistektomi yapılmayan hastalarda altı ayda bir USG ile kolelitiazis açısından düzenli kontroller yapılmalıdır. Bu hastalara obezite cerrahisi sonrası rutin ursodeoksikolik asit preparatı kullanılmasının safra kesesinde ve safra yollarındaki taş gelişiminin azaltılması amaçlı kullanılabilir.
Detaylı bilgi ve randevu almak için, formu doldurun.
Gönder
Detaylı bilgi ve randevu almak için, formu doldurun.
Gönder
Hastalarımız
İletişim
+90 (533) 641 80 90
+90 (551) 690 80 90
[email protected]
Mimar Sinan, Işılay Saygın Sokak No: 23 K, D:1, 35220 Konak/İzmir
© 2023 Op. Dr. Mehmet Deniz - İzmir'in İlk Metabolik Cerrahi Merkezi
Designed By