Uzmanlık Alanı
Obezite Cerrahisi
Metabolik Cerrahi ( Diyabet Cerrahisi)
Proktoloji Cerrahisi
İletişim
Uzmanlık Alanı
Obezite Cerrahisi
Metabolik Cerrahi ( Diyabet Cerrahisi)
Proktoloji Cerrahisi
Memeler, asıl görevi süt yapmak olan kaburgaların üzerindeki göğüs kaslarının önünde bulunan bezlerdir. Her meme lob adı verilen 15 ile 20 kısımdan oluşur. Loblar küçük lobülleri; lobüller, süt üreten küçük bezleri kapsar. Süt, lobüllerden ve duct denen ince kanallardan geçerek meme başından akar. Meme başı areola denen koyu renkli cilt bölgesinin merkezidir. Lobül ve kanalların arasını yağ ve bağ dokusu doldurur. Memeler aynı zamanda lenf denen renksiz sıvıyı taşıyan lenf kanallarını da içerir. Lenf kanalları küçük yuvarlak lenf bezlerine açılır.
Memeye ait lenf bezi grupları memeye yakın olan koltuk altında, köprücük kemiğinin üstünde ve sternumun (iman kemiği) yanında bulunur. Lenf bezleri lenf sisteminde olabilecek bakteri, kanser hücreleri ve diğer zararlı bileşenleri tutar.
Memenin Selim (İyi Huylu) Hastalıkları
Memede kitle fark edildiğinde, gecikmeden uzman doktorla görüşülmelidir. Ancak memedeki her kitle kanser değildir.
Meme kanserine bağlı kitlelerin % 90’ı ağrısızdır.
Meme kanseri, en sık, memede ağrısız sertlik (kitle) şeklinde ortaya çıkar. Meme kanseri olan kadınların yüzde 70 kadarında hastalık kendisini bu şekilde belli eder. Diğer belirtiler; memede büyüme ve asimetri, meme başında çökme, içeri doğru çekilme, tek taraflı meme başı akıntısı (kanlı ya da seröz). Tek taraflı akıntıların memede ele gelen bir kitle ile birlikte olması, meme kanseri riskinin yüzde 12 civarında olduğunu gösterir. Meme cildinde kalınlaşma, portakal kabuğu görünümü şeklinde değişikliklere yol açabilir. Daha geç kalınmış hastalarda ciltte kızarıklık, açık yaralara da (ülserasyon) yol açabilir. Hastalık bazen de koltuk altında şişlik, sertlik ya da uzak organ tutulumlarının neden olduğu çok değişik belirtilerle karşımıza çıkabilmektedir.
Kalıtsal meme kanseri gerçek anlamda vakaların yaklaşık yüzde 5′inde vardır. Burada rol oynayan en önemli genler; BRCA1, BRCA2 ve p53 genleridir. Ailesel meme kanseri anneden veya babadan geçebilir. Kuvvetli aile hikayesi veya genetik yatkınlığı olanlarda takip kriterleri farklıdır. Bu kişilerin daha genç yaştan itibaren mamografi takibi ve daha ayrıntılı jinekolojik tümör takibi yapılır. Genetik test yaptırabilirlerse bu, daha kesin olarak doğrulanabilir. Genetik test yaptıranlarda BRCA1/BRCA2 mutasyonu saptanmazsa, diğer normal riskli kadınlardaki gibi tarama önerilir. Test yaptırıp genetik bozukluk (mutasyon) bulunanlar veya testi yaptıramayanlar ise riskli grupta kabul edilirler. Bu gruptaki kişiler, kalıtsal meme/ yumurtalık kanseri riski olan kişiler olarak değerlendirilirler. Bu kişilerde meme muayenesine 18 yaşından, mamografi çekilmesine 25 yaşından itibaren başlanmalıdır. Ayrıca 30-35 yaşından itibaren 6 ayda bir detaylı kadın doğum muayenesi ve ‘tümör belirteci’ (CA 125) takibi önerilmektedir.
Doktor, kadının memesindeki kitleleri ve olası diğer sorunları belirleyebilmek için, memeyi muayene eder. Eğer muayene sırasında memede bir olağan dışılık saptanırsa, bu durumun meme kanseri, ya da başka bir nedenden olup olmadığı belirlenmelidir. Doktor hastasından kendi ve aile hikâyesini öğrenir. İyi huylu tümörler, kanserli tümörlerden farklı hissedilir. Doktor, varsa kitlenin boyutunu, şeklini, kıvamını ve kolay hareket edip etmediğini kontrol eder. Yumuşak, düzgün, yuvarlak ve hareket edebilen kitleler çoğunlukla iyi huylu tümörlerdir. Sert, farklı şekilli ve sabit gözüken kitleler, büyük olasılıkla kanserdir.
Memenin içindeki dokuları görüntülemek için mamografi, ya da başka görüntüleme işlemleri istenebilir. İlk incelemelere ek olarak hangi testlerin yapılacağını ve gerekliyse, tedavi yöntemlerini doktor belirler. Şüpheli alanlar için biyopsi gerekebilir.
Tanı mamografisi, tarama mamografisinde memenin olağan dışı gözüken alanlarının daha ayrıntılı gösterildiği röntgen resimleridir. Doktorun kitle, ağrı, kalınlaşma, meme başı akıntısı ya da memenin şeklinin, boyutunun değişimi gibi olağan dışı meme değişiklikleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmasını da mümkün kılar. Tanı mamogramları, memenin belli alanına odaklanabilir.
Yüksek frekansta ses dalgaları kullanan ultrasonografi, çoğunlukla kitlenin sıvı dolu bir kist, ya da katı bir kitle olduğunu gösterebilir. Doktor, bu resimleri monitörde görür. Testten sonra görüntüler kaydedilir ve çıkış alınabilir. Bu test, mamogramla birlikte yapılabilir.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) için bilgisayara bağlı güçlü bir mıknatıs, memenin içindeki dokuların ayrıntılı görüntüsünü almak için kullanılır. Doktor bunları monitörden izleyip daha sonra filme basabilir. MRI, mamogramla birlikte yapılabilir.
Doktorun kanser olup olmadığını anlaması için, çoğunlukla, memeden sıvı, ya da doku alınması gerekir. Buna biyopsi denir. (Biyopsi bir cerrah ya da radyolog tarafından yapılır.) Bazen mamogramda görülen şüpheli bir alan, klinik meme muayenesinde fark edilmeyebilir. Doktor görüntüleme cihazlarıyla şüpheli alanı görüp, daha sonra dokuyu alabilir. Bu tip işlemler, ultrason, telle işaretleme veya stereotactic biyopsiyi de kapsar.
Kanser evresini, tümörün boyu ve kanserin yayılımı tanımlar. Evrelendirme sisteminde 0 ile 4 arasında bir rakam belirtilir.
Yalnızca kanserin alındığı, tümörün çıkarıldığı, ancak memenin alınmadığı operasyona, meme koruyucu ameliyat (lumpectomy, segmental mastectomy, ya da partial mastectomy) denir. Cerrah çoğunlukla, ayrı bir insizyon ile, lenf sistemine kanser hücrelerinin girip girmediğini belirleyebilmek için bekçi lenf düğümünü özel yöntemlerle belirleyerek çıkarır ve metastaz olup olmadığı taranır. Eğer var ise koltuk altındaki lenf bezlerini çıkarır. Bu işleme Sentinel (bekçi) Lenf düğümü biyopsisi, koltukaltındaki lenf bezlerinin çıkarılma işlemine, koltuk altı lenf bezi disseksiyonu denir. Memenin alınmadığı ameliyattan sonra, memede kalmış olabilecek kanser hücrelerini yok etmek için radyoterapi uygulanır.
Memenin koltuk altı lenf bezleri ile veya birlikte olmadan alındığı operasyona mastektomi denir.
1– Basit Mastektomi (Memenin Tamamının Alınması) Ameliyatı
Total mastektomide cerrah tüm memeyi alır. Koltuk altı lenf nodlarının alınmadığı ameliyata, Basit Mastektomi, koltuk altındaki lenf nodlarınında alındığı ameliyata Modifiye Radikal Mastektomi ameliyatı denir.
2– Modifiye Radikal Mastektomi (Koltuk Altı Lenf Bezleri ve Memenin Tamamının Alınması) Ameliyatı
Modifiye radikal mastektomide, cerrah memenin tümünü, koltuk altındaki lenf nodlarının çoğunu, ya da tümünü alır. İki göğüs kasının küçüğü de, lenf nodlarının alınmasını kolaylaştırmak için alınabilir.
Radyasyon terapisi/tedavisi de denir, kanser hücrelerini öldürmek için yararlanılan yüksek enerji ışınlarıdır. Genelde, tümörün çıkarılıp, memenin alınmadığı ameliyatlardan sonra uygulanır. Bazen, tümörün boyutuna ve diğer etmenlere bağlı olarak, mastektomiden sonra da uygulanır. Radyasyon, bölgede kalmış olabilecek meme kanseri hücrelerini yok eder.
Radyoterapiden zaman zaman da, kanser hücrelerini yok etmek ve tümörleri küçültmek için ameliyattan önce (yalnızca radyoterapi, ya da kemoterapi veya hormon terapisiyle birlikte) yararlanılabilir. Bu yaklaşım çoğunlukla, meme tümörünün büyük olduğu, ya da tümörün ameliyatla kolayca alınamadığı durumlarda söz konusu olur.
Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için ilâç kullanımıdır. Meme kanseri için kemoterapide, genellikle birkaç ilaç birlikte kullanılır. İlâçlar hap olarak, ya da damardan enjeksiyon yardımıyla verilir. Her iki yolda da ilâçlar kana karışır ve vücutta dolaşır.
Hormon tedavisi, kanser hücrelerinin büyümesi için gerekli olan doğal hormonları (östrojen ve progesteron) almasını engeller. Eğer laboratuvar testleri meme tümörünün hormon reseptörlerine sahip olduğunu gösterirse, hastaya hormon terapisi uygulanabilir. Kemoterapi gibi, hormon tedavisi de tüm vücuttaki hücreleri etkileyebilir. Hormon tedavisi, ilâç kullanımıyla, ya da ameliyatla gerçekleştirilir.
Biyolojik tedavi, kanserle savaşmak için vücudun doğal yeteneğini (bağışıklık sistemi) kullanır. Metastatik meme kanseri olan bazı kadınlar, Trastuzumab (Herceptin) adlı bir ilâcın kullanımıyla biyolojik tedavi görür. Bu, kanser hücrelerine tutunabilen, laboratuvarda yapılmış monoclonal antikordur. Herceptin, laboratuvar testinde HER2 adı verilen proteine fazlaca sahip olan meme tümörüne sahip kadınlara verilir. Herceptin, HER2’yi bloke ederek, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatabilir, ya da durdurabilir. Herceptin damara enjekte edilir.
Tek başına, ya da kemoterapiyle birlikte verilir.
Biyolojik tedavi de, kemoterapi ve hormon tedavisi gibi tüm vücuttaki kanser hücrelerini etkiler.
Detaylı bilgi ve randevu almak için, formu doldurun.
Gönder
Detaylı bilgi ve randevu almak için, formu doldurun.
Gönder
Hastalarımız
İletişim
+90 (533) 641 80 90
+90 (551) 690 80 90
[email protected]
Mimar Sinan, Işılay Saygın Sokak No: 23 K, D:1, 35220 Konak/İzmir
© 2023 Op. Dr. Mehmet Deniz - İzmir'in İlk Metabolik Cerrahi Merkezi
Designed By